31 Temmuz 2012 Salı

insan avının şerefine...

"...yapmayın mutsuz ölmek için çok iyiyim, bir yanlışlık olmalı, ya da şanssızlık ama bir şey olmuş olmalı ..
ben, ben gerçekten 
iyi değilmiydim ?
hadi canım sizde yanımdaydınız bu kadar süredir, bir çok dostum oldu benim, telefonumun susmadığı günler çok uzak değil, hayır o kadar düşmedim ...
düştüysem de istediğim içindir, fazla kurcalamayın ...bla bla bla" diyordu hatun kişi tedirgin bakışları odayı tararken. Bir şeyi anlamak istiyordu ama korkuyordu, ortada bir suç olmasından ve bu durumda suçlunun kendisi olmasından. Peki gerçekten suçlu olsaydı ne olabilirdi ki ? Yani canını mı alacaklardı, uzun yıllaramı mahkum edilecekti ? Aslında tek korkusu her yerde avaz avaz "...yaptım evet yaptım ve de asla pişman olmayacağım çünküüü ben asla düşünmeden hareket etmemm..." sözlerini amiyane tabirle "tükürdüğünü yalamaktan " korkuyordu, asla dediği şeylerin olmasından. 
Tekrardan kaçınırdı ; sözleri, davranışları, hataları, kayıpları, düzeni ve benzeri aklına gelen her şeyin.Ya da kaçındığını söyler dururdu. Acaba bir şeyi yaptığını söylemek ne zaman onu yapmakla eş duruma gelmişti ? Bununda farkındaydı, aslında yaptığı bir çok şeyin farkında olduğu gibi. Düzeltebileceğine olan aşırı güveni parmaklarını bile kıpırdatmasını engelliyordu. Aklından sürekli durumunu açıklayabilecek atasözü ve deyimler geçiriyordu. Çocukluğundan beri edindiği bu alışkanlık çok kitap okuması ve film izlemesiyle daha da pekişmiş ve eğer güçlü sözler yarışı düzenlendiğini duysa ilk koşacak kişi olmaya da içten içe karar vermiştir. Bulduğu bütün boş vakitlerinde nedensiz ağız dalaşları düşledi kendine, böylelikle kurguladığı sözcükleri yerli yerine oturtabiliyor ve de lazım olduğu anda belleğinden gerçekliğe sakin ve beklenmedik serilikte döküyordu. Kiminleydi bu bitmek bilmez kavgaları ? Çoğunun ismini dahi hatırlamadığı aşkları neredeydi şimdi ? Peki hep övündüğü geniş çevresindekiler çok mu meşgullerdi kendi hayatlarıyla ? 
Hatun kişi bunları düşünüyordu valizini hazırlarken. Çok mu geç kalmıştı gitmekte ya da hiç gitmemelimiydi ? Bunların cevabını sürekli bulmaya çalışsa da özünde oluruna bırakmıştı hayatı. Sakince hazırlanıp vedalaşıp çıktı kapıdan ve otobüs durağına yürüdü , taşıyabileceğinden fazla aldığı yükleriyle...

Fona Ezginin günlüğünden sevgi duvar'ı adlı parçasını atarken içimden heyecanla "yalnızlığım benim sidikli kontesim , ne kadar rezil olursak o kadar iyi" kısmını bekleyerek atıyorum ve yukarıdaki karakteri çizmeye başlıyorum. Belki kendimden gereğinden fazla etkilenerek. Komik şeyler yazmak , eğlenceli şarkılar dinlemek , umut verici filimler izlemek, mutlu sona acısız ulaşan diziler izlemek, tembelliğimden sıyrılmak istiyorum... Aslında ruhumu bedenimden sıyırıp nadasa atma fikrini çok sevmiştim ve itiraf edeyim başlarda iyide geliyordu ama beraberinde getirdiği şeyler ağır gelmeye başlamış olabilir mi ?

Bütün bu düşünceleri bir kenara atıp acaba neden uzun sürediğim konuşmadığım arkadaşlarım yerine başka insanlarla konuşuyorum diye doruyorum kendime? Yine mi "insan açlığı"m başladı. Evet kabul ediyorum eğer yamyamlığın modernize edilmiş halini incelemek isterseniz seve seve yardımcı olurum. Tamam kendime yine aşırı yükleniyorum. Galiba benim derdim kimseyle değil kendimle. Çok sinir bozucu ama içimde bir sürü kınalı yapıncak konuşuyor, onlara 7 cücelerin ki gibi isimler veriyorum ama benimkilerin sayısı olabildiğince fazla ve açıkçası pek cüce olduklarını sanmıyorum ve de sevimli olduklarını.

Çok yazasım var yine bu yüzden yazmayacağım, zira dağınık fikirler yazıya döküldüğünde çekiciliğini kaybediyor. En iyisi sessizce geldiğim gibi gideyim.

Son olarak yalnız olmanın o kadar kötü olmadığını ama süreklilik halinde mevsimsiz görülen sivrisinekten daha can sıkıcı olduğunu size bir kez daha hatırlatıp hayde yapıncaklar "insan avına " diyorum...

ahah hatta rastgele efenim baş başınız.
not: "insan avı" dediğimiz şey kötü bir şey olmamakla beraber her zaman iyi olan bir şeyde değildir. (=)

1 yorum:

  1. oha ben o şarkıyı bilmiyordum:/ şiiri okumuştum sadece şimdi dinliciim:))

    YanıtlaSil